Frankenstein Kalesinde bulunmak yeterince korkutucu değilmiş gibi, birde Cadılar Bayramında orda bulunmak kesinlikle cesaret ister. Üstelik o günlerde kalenin karanlık ve sisli bahçelerini gören insanın kanı donar.
Cadılar Bayramı Jenniferın en sevdiği kutlamadır, bu yüzden onunla Cadılar Bayramını Frankenstein Kalesinde kutlama önerisinde bulunduğumda çok heyecanlandı. Yine benim arkadaş ve Kız arkadaşı ile birlikte yola çıktık.
Biz yine her şeyi internetten sipariş ettik: kaleye biletleri, bizim kostümleri ve aksesuarları, yol biletlerini ve hepsi sorunsuz geçti. Ben Şeytan olarak gitmeye karar verdim ve Jennifer bir vampir kılığına girdi. Bizim arkadaşlar kendilerini ölüm ve karanlık melek olarak giyindiler.
Eninde sonunda birazda içki içmek istediğimiz için, trenle yola çıktık. Bu arada bizi görenleri de az eğlendirmedik, beğenilerini dillendirenlerde az değildi.
Kaleye ulaşmak o kadar kolay değildi. Cadılar Bayramında, organizatörler Tren-İstasyonu ile kale arası servis ayarlamışlar. Baktık Otobüsler dopdolu, taksi ile çıkmayı tercih ettik.
Organizatörler gerçekten müthiş özen ile Cadılar Bayramını düzenlemek için çalışıyorlar. Akşamları kapılar açılınca, sisli ve Bayram dekorasyonu ile Kale sokakları ve koridorları oldukça korkutucu görünüyor. Ama animatörler de iyi bir gösteri sunmak için uğraşıyorlar. En önemlisi, çoğu oldukça esnekti. Korku palyaçosu ilk önce beni ürkütmeye çalıştı ama karanlığın Efendisi olarak ölümü onun üstüne yolladım. 😉 Palyaço da rolünü güzel oynadı:
Kalenin içindeki gezide, diğer korkunç yaratıklarda ziyaretçileri korkutup, icabında bir bölüm boyu kovalayarak, adrenalin düzeylerini yüksekte tutmak ile meşguller. Ama eski bir kale olduğunu unutmayın, bu yüzden zemin asfalt değildir.
Yağmur yağması durumunda çamurlu olabilir, bu yüzden en iyisi süslü ayakkabılar giymemektir. Arada bir bizim topuklular sıkışıp kaldılar.
İpucu: Eğer düzgün yemek için bir şey arıyorsanız, burada bulmayacağınızı baştan söyleyelim. Bu nedenle önceden karnınızı doyurun!
Alkol ve aperatifler mevcuttur. Kalenin belli bir alanında kurulmuş çadırlardaki yeme alanları daha çok dekorasyonlu bir bira bahçesini andırıyordu.
Kalenin iç kısmına girmemeye karar verdik çünkü kalabalık müthişti. Kale alanında yeterince yer vardı ama kalenin iç kısmına giren kapıdaki sırayı görünce dışarda kalmayı tercih ettik.
Eğer korkunç bir Cadılar Bayramı deneyimi yasamak istiyorsanız, Frankenstein Kalesine bir ziyareti tavsiye edebiliriz. Organizatörlerde, animatörlerde çok güzel bir korku atmosferi yaratmışlar. Tüm takım birlikte güzel bir Cadılar Bayramı sunmayı başardı.
Kommentar schreiben